epsilon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
epsilon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mart 2016 Pazar

Ruhun Ateşi | Rita Hunter (Ateş Serisi || )

Rita Hunter
Epsilon Yayınları
2013
Sophie Langford çileden çıktığında birilerinin
hayatı kökten değişecekti...

Sevgi dolu bir ailede büyüyen Sophie’nin huzur, zenginlik ve bolca sıradanlıkla geçen hayatındaki tek renk, seneler önce bir kazada ailesini kaybeden kuzeni Liliana’ydı.
Ailesine katıldığı ilk günden itibaren anne ve babasının sevgisi de dahil ona ait her şey üzerinde sinsice hak iddia eden kuzenini kabullendiğini sanıyordu Sophie. Hatta Liliana baş döndüren güzelliğiyle ilk aşkını elinden aldığında bile bu kabulleniş elini kolunu bağlamıştı, çünkü babasına Liliana’ya asla kızmayacağına ve onu seveceğine dair söz vermişti.
Ancak sabrının da sınırları vardı ve bir gün o sınırlar küçük bir olayla ortadan kalktığında Sophie’nin aklındaki tek şey kuzeninin meydan okuyuşuydu.
“İlgimi hak eden erkeği bulduğumda onu baştan çıkarmayı dene... Tabii becerebilirsen...” demişti kuzeni. Eh madem istediği buydu...

Leighton Kontu Brendan Blackmore... Kibirli, buz gibi ve ulaşılmaz bir soyluydu. İnsanda merak, heyecan ve nefret uyandıran onca meziyete sahip bu adamın ilgisini çekmek göründüğünden çok daha zordu. Üstelik o ve Liliana birbirlerinden fazlasıyla hoşlanıyorlardı. Ancak Sophie kararlılığının önüne hiçbir kuvvetin çıkmasına izin veremezdi, çünkü Liliana başına gelecekleri çoktan hak etmişti. Üstelik Brendan Blackmore’u her gördüğünde hissettiği kalp çarpıntısı ve umutsuz arzu başka hiçbir teşvike yer bırakmayacak kadar güçlü ama bir o kadar da ürkütücüydü.
Sophie’ye göre Brendan’a dokunmak buzla yanmaktı ve Sophie yanmak istiyordu.
İkisini bir araya getiren skandal, onları artık geri dönüşü olmayan bir yola soktuğunda Sophie ya pes edecek ya da imkânsız gibi
görünse de mutluluk için sonuna kadar direnecekti.
Diyorum ki;

Ateş Serisi'nin ikinci kitabı ama benim gönlümde birinci sıraya sahip oldu.

Rita Hunter, tarihi aşk kurgularında özel bir isim olarak yer alacak. Zamanla bizlerle buluşturduğu kitaplarıyla da bunu kanıtlıyor. Özel ve güzel bir kalemi var. Bazen kahkaha attırır bazen de sizi üzebilir. Ama içinizdeki heyecan sönmeden sayfalar elinizde akıp gider. Her karakteri de birbirinden farklı olur ve sizi sıkmaz.

Bu serinin ilk kitabını da okudum lakin nedense Brendan karakteri yüzünden Ruhun Ateşi beni benden aldı. Bir ara aşık oldum diye bağırarak gezmeme bile sebep olmuş olabilir.

Bir üçleme olsa da herhangi birini okuyarak da başlanılabilir. Üç güzel adamın o tatlı, sert aşklarını ve yola gelişlerini ayrı ayrı sevdim. Ama Brendan'ı daha fazla sevdim.

Rita Hunter adı ile çıkan her kitap elimde mevcut. Her birini okudum ve yenilerini bekliyorum. Yine de Brendan sayesinde Ruhun Ateşi, defalarca açıp okuduğum tek kitabı oldu. Zaten ben çok nadir okuduğum kitabı tekrar okurum. Ne zaman kalbim biraz aşk'a ihtiyaç duysa açıp okuyorum.

Bu kadın aşkı çok güzel anlatabilen bir kaleme sahip. Hala onu okumamış olanlar varsa buyrun size küçük bir alıntı bırakıyorum; "Sen benim buz tutan ruhumun ateşisin."

13 Kasım 2015 Cuma

Düşman | Meryem Coşkunoğlu

Yazar: Meryem Coşkunoğlu
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Baskı Yılı: 2015
Sayfa Sayısı: 583

Kasveti en az kendisi kadar büyük uçurumdan düşen kadın, kendini karamsar adamın kanlı ellerinde bulmuştur. Kanlı eller, yeni kurbanına kavuştuğu gibi parmaklarını ince boğaza sarmaya, beyaz teni morartmaya başlamıştır. Miras diye ortaya atılan bir iddia, hem ilk hem de son yalandır. Bu yalan, yaprak gibi savrulan yorgun ve kırık bedenin en büyük kalp ağrısıdır. Savaşçı ruhun silahını tutan duygusuz adam, ruhu silmeye meyillidir. lakin zehirden doğan beden onu etkisi altına alacaktır.

Benliğini arayan bir adam, alevleriyle dansa davet eden ateşi harlayan bir kadın;iki düşmanın hikayesi.

Diyorum ki;
Düşman, benim Wattpad uygulaması sayesinde tanıştığım bir hikayeydi. Soluksuz okudum. Kurgusunu sevdim. Her bölümü sabırsızlıkla bekleyip, sindire sindire okudum. Meryem, 1999 doğumlu genç bir kızdı. Ama kelimelerini sevdim. Kurgusunu sevdim. Yarattığı Uzay Soykır'ı sevdim. Sadist bir tarafı olan kısımları sevmekten bahsetmiyorum. Ama Uzay Soykır'ın farkını sevmiştim. 

4N1K'dan sonra ikinci kez bu uygulamadan çıkan bir kitabı aldım. Kapağı görür görmez vuruldum. Fazlasıyla Uzay ve Ecre'yi yansıtıyordu. 

İşte herşey kitap elime geçene kadar güzeldi...

Kitabı aldım. İzin günümde okuyayım dedim. Tabi merakıma yenilip uygulamaya son eklediği kısımdan sonrasını okumak istedim. 583 sayfası olan kitabı çevirdim. Çevirdim. En son Wattpad uygulamasında okuduğum yer 563. sayfadaydı. Hayatımda bir süredir ciddi anlamda böyle beni hayal kırıklığına uğratan bir kitap olmamıştı. Ben 20 sayfa için gidip kitabı almıştım. Kitaba verdiğim paraya değil de finalinin bu hızlı halini sevemedim. O tatlı heyecanım için üzüldüm.

Ben sayfa sayısını görünce heyecanlanan sıradan bir okuyucuyken sadece uygulamadakinden farklı 20 sayfa okudum. Yazarına ulaşıp bu yorumumu ona yapabilirim. Ama taze bir yazara hevesini kırabilecek sözler söylemek istemiyorum.

Geriye kalan sayfaları okudum. Bir tarafım dedi ki bu kız öyle bir final yazmıştır ki 20 sayfa acısını unutursun. Ama yine olmadı. İkinci bir hayal kırıklığı yaşadım. Ne Uzay Soykır'a doyabildim. Ne de hikayeye... Tadı damağımda kaldı. 'Kitap bitti, ben de bittim.' demek isterdim. Ama olmadı. Görkem ile alakalı kısım sürpriz oldu ama bu kadar. Çok üzüldüm. Hiç unutamayacağım bir final bekledim. Uzay ve Ecre'nin tutkulu sahnelerindeki anlamsızlık, sırf iyi bir cümle kurmak için kurulan bir iki cümle ve 'Ölmek için fazla ölüsün' cümlesi beni yorumsuz bıraktı. Wattpad'in o güzel hikayesi Ölüme Fısıldayan Adam'ın cümlesiymiş gibi gelen bu cümleyi görmek istemezdim.

Yine de Uzay Soykır'ı tanımak güzeldi. 



2 Eylül 2012 Pazar

Kitap Alışverişi

Birkaç gündür yüzümde çıkan sivilcelere rağmen mutluyum.Mutluluğumun bugünde devam etmesi kısa yoldan iki kitap elde etmemle devam etti. =)
 Geçen gece Kitapyurdu'nda dolanırken kargo ücreti ödeyen ürünlere bakma ihtiyacı duydum.Sonra şu mıknatıslı ayıraçlarbana bir şeker geldiler ki sormayın.Ayıraçları sepete attım anında.Sonra baktım paket boş gelecek attım içine Kürk Mantolu Madonna'yı..

Siparişi verdikten sonra bastı bir heyecan.O kadar kitap var okunmayı bekleyen ama yeni kitap heyecanı ayrı bir şey hatta tarifsiz.Kargom gelecek diye evde oturup beklemekten sıkılınca attım kendimi markete.Ordada kitapların indirime gireceği tutmuş.Hazır anneminde kredi kartı bendeyken al birtane dedi içimdeki ses bende dinledim. 7.90'a Beni Yalnız Sen Anlarsın - Emma Burstall'ın kitabını da aldım.
Kısaca aldığım kitaplar;
1- Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
2- Beni Yalnız Sen Anlarsın - Emma Burstall

1- Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum." Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.S
 

2- Beni Yalnız Sen Anlarsın - Emma Burstall
Londra’nın güney batısında yeni açılan şık spor salonuna üye olan dört kadın bir yandan mekik çekip pilates yaparken bir yandan da çene çalıp dertlerini paylaşırlar ve zamanla sıkı dost olurlar.
Bu dostluk onları sıkı sınavlardan geçirir ama birlikte olmaktan vazgeçemezler.
Uzun zamandır mesleğini yapmayan öğretmen Percy, kocasının kıskançlığına boyun eğip hukuk okumasına rağmen ev kadını olan Patrice, sakatlanarak bale kariyerine son vermek zorunda kalıp içmimar olan Carmen ve başarılı bir üst düzey yönetici olan Suzanne…
Kahramanlarımızın kendi hikâyelerini ve birbirleriyle arkadaşlıklarını okurken kitabı elinizden bırakamayacaksınız.

“Eğlenceli, duygusal, hareketli… Bu güzel romanda her şey var!”
Penny Vincienzi

“Eğlenceli ve samimi… Nihayet gerçek kadınlar hakkıında yazılmış bir kitap okudum!”
Amanda Platell



Son olarak bunlarda 6 tanecik 6 liraya aldığım mini minnacık mıknatıslı ayıraçlarım.Sırf bunlar için kitap aldım gibi birşey oldu. =)


Ve sorunsuz alışverişi için Kitapyurdu.com'a teşekkürler.