Pegasus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pegasus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mart 2016 Cuma

Yabancı "Şahmeran"

Yabancı "Şahmeran"
Öznur Yıldırım
2016
Pegasus Yayınları
Uzun bir ara, aylardan sonra gelen bir bölüm derken yine aylar önce Pegasus Wattpad fenomeni diyebileceğimiz hikaye olan Yabancı'nın kitap olarak okuyucu ile buluşacağını açıkladı. Pegasus Yayınlarının ilk Wattpad kitabı olacak, son olur mu bilemiyoruz. Bekleyen kesim ise oldukça büyük ki zaten uygulama da büyük bir kitleye sahip bir hikaye olduğu için ilk imzasının olduğu yerin yıkılacağını düşünüyorum.

Öznur Yıldırım, 19 yaşlarında üniversiteye hazırlanan genç biri ama yazdıkları ile çoğu insanın hayranlığını kazandı. Siz hala Ediz Çağıran adını duymadınız mı? Ben bu ismi her yerde gördüğüm için hikayeyi okumaya başlamıştım. Yazara gecikmeler yüzünden sinirli bir kesim olsa da aynı zamanda bekleyen de büyük bir kitle var. Ben de bekliyorum. Ediz'i ve devamını okumak için seri halinde yayınlanacak bu kitabı çok merak ediyorum.

Tüm herşey bir yana Öznur'un kalemi basit bir kalem değil. Cümleleri de haliyle insanı kendine çekiyor.Ve eğer bu yazma işini devam ettirirse Öznur Yıldırım ismini uzun yıllar duyacağımızı düşünüyorum.

Yayınevinin duyurduğuna göre 1 Nisan 2016'da kitap sonunda okuyucuları ile buluşuyor. Bende sabırsızlıkla bekliyorum.

"Üzerime çöküyor kaybın gölgesi, bir katilin kollarında kalbim yok oluyor; acımasızlığın doğurduğu gözyaşları gözlerimdeki yerini alıyor ve şeytan ruhumda çetele tutuyor."

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Özgürlüğün Elli Tonu (Fifty Shades of Grey Serisi #3)


Sonuncu ve favorim olan Özgürlüğün Elli Tonu yer yer sıkıcılığı da eline almadı desem yalan olur.Seri konuşulmayı hak ediyor.Yazarın hayal gücü bir kere alkışı hak ediyor.Abartılan kadar var mıydı diye sorarsanız bu tarz romanı ilk defa okuyorum okuduklarım arasında en iyi diyemem bu yüzden ama dediğim gibi yazarın hayal gücü ağzınızı açık bıraktırıyor onun için bile tebrik etmek lazım.

Bu kitabın en çok sevdiğim tarafı Christian’ı tamamen tanımak oldu.Onu böyle ağırdan alarak tanıtma işlemi çok yerinde olmuş.Ana’dan önce ve sonra olarak iki dönem de incelesek hoş olabilir. :)
Romanın sonlarında birkaç yeri Bay Grey’in gözünden okumak çok güzeldi.Keşke bunu devam ettirebilseydi yazar ya da aynı anda ikisinin de gözünden okuyabilseydik.Alacakaranlık serisinde Edward’ın gözünden okumayı istediğim gibi burada da aynı durum Christian için geçerliydi.En azından daha uzun olsaydı tadı damağım da kaldı.

Evlilik sonrası halleri güzeldi ama düğünün böyle geçiştirilmesi ne kadar anlamsız olmuştu? O yüzden sanki bir şeyler eksikti bu duruma bir anlam veremedim.Ana’nın düğün stresini okusaydık mesela neden bu geçiştirme?

En sıkıldığım kısımları ne yazık ki seks bölümleri oldu.Normal de aralarındaki tutkuyu sevdim lakin artık bunalttılar.Bir sorunları olduğun da konuşamamaları,Ana’nın kendi düşüncelerini paylaşmak istediği her an bu durumu seks ile geçiştirme vs. Sıkıldım ve bunaldım.Bir yerden sonra midem de pek kaldırmadı.Sinir bozucu bir durum olmaya başlıyor.Kendimi çok kaptırmakla alakalı da değil hani bekliyorum ciddi bir konu olmuş konuşsunlar istiyorum ama bu iki arkadaş ya kavga ediyor ya da yataktalar haliyle bir yerden sonra bitsin istiyorum.

Akıcı bir şekilde ilerledi ve ben de zevk alarak okudum fakat aradaki geçiştirilmişlikler olmasaydı daha güzel olabilirdi.

Arka Kapak
Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı...

Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.

Anastasia Steelein ne istediğini bilen, göz alıcı iş adamı Christian Greyle tanışması, her ikisinin de hayatlarını geri dönülmez biçimde değiştiren şehvetli bir ilişkinin kıvılcımını çakmıştır. Christianın sıra dışı zevkleri karşısında şoka uğrayan, ondan hem hoşlanan hem de korkan Ana, daha derin bir bağlılık istiyordur. Onu yanında tutmaya kararlı olan Christian, bunu kabul eder. 

Şimdi her şeye sahiptirler; aşk, tutku, yakınlık, servet ve sonsuz olasılıklarla dolu bir dünya. Ana, Greyi sevmenin kolay olmayacağını ve beraberliklerinin her ikisinin de tahmin edemeyeceği zorluklar getireceğinin her zaman farkında olmuştur. Anastasianın kendi benliğinden ve bağımsızlığından ödün vermeden Greyin yaşam stiline uyum sağlamayı öğrenmesi, Greyinse kontrol dürtüsünü aşması ve kendisini altüst eden fırtınaları arkasında bırakması gerekmiştir. 

Ama geçmişle hesapları henüz kapanmamıştır. Tam her şeye sahip gibi göründükleri bir anda, talihsizlik ve kader bir araya gelip Ananın en korkunç kâbuslarını gerçeğe dönüştürür...


Yazar: E L James
Çevirmen: Sevinç Seyla Tezcan
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 704
Baskı Yılı: 2012

16 Ağustos 2013 Cuma

Karanlığın Elli Tonu (Fifty Shades of Grey Serisi #2)


Bu kitabın adı değişip direk Christian falan olmalı.Karakter hakkındaki soruların çoğuna cevap verildiği bu romanı en çok bu yüzden sevdim.En içten Christian burdaydı.İster istemez her kadının tapabileceği erkeğe ben de inanılmaz derece de kapılmış bulunmaktayım.
Ayrıca bu kitabın bdsm kısımları da gözüme batmadı.Aksine hoş bile geldi.

Ana'nın bazen sinir bozucu bir karakter olduğunu düşünsem de kendi fikirleri olan ve kendi karakteri olan bir karakter olmasını seviyorum.Christian'a itaat etmeme konusunu seviyorum.
Sadece Christian ve Ana'ya odaklanılmasının bunaltıcı olduğunu düşündüğüm anlar çok oldu.Kate'in dolu dolu olmasını dilerdim.Aynı şekilde Grey ailesini ve Christian'ı ailesiyle okumayı isterdim. Ana'nın ağzından okuyoruz onun ailesi ile olan garip iletişimsizliği de ayrıca gözüme battı.
Ana'nın evlilik teklifini kabul etme olayını da çok basit buldum.Bu kadar herşeyi özenle düşünen adama karşı bu kadar basit bir 'evet'i sevemedim.Seks sahneleri dışında hiçbir özen yok desem olur sanırım.
Yine de Grey var Ana'nın Elli Tonu adam güzel yahu onun için okunmaya değer.

Akıcılığı konusun da ilk romandaki kadar iyi olduğunu söyleyebilirim.


Arka Kapak
Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı...
Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.
Ruhu yaralı genç girişimci Christian Greyin karanlık sırlarının yıldırdığı Anastasia Steele, ilişkilerine son noktayı koyup bir yayınevinde çalışmaya başlar.
Ama Greye duyduğu karşı konulmaz çekim hâlâ etkisini sürdürmektedir. Grey yeni bir teklifle gelince ona karşı koyamaz. Nihayet her şey daha iyiye gidiyor gibi göründüğü sırada birden geçmişin hayaletleri ortaya çıkar. Anastasia, sorunlu, hırslı ve talepkâr Elli Tonun sinir bozucu geçmişi hakkında, tahminlerinin çok ötesinde şeyler öğrenir ve ilişkileri bir kez daha tehdit altına girer.
Grey içindeki şeytanlarla savaşırken, Ana da hayatının en önemli seçimini yapmak zorunda kalır. 
Ve bu kararı tek başına vermelidir...


Yazar: E L James
Çevirmen: Sevinç Seyla Tezcan
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 640
Baskı Yılı: 2013

30 Temmuz 2013 Salı

Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer | Kerstin Gier

Yakut Kırmızı
(Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 1)
Orjinal isim: Rubinrot - Liebe Geht Durch Alle Zeiten
Kerstin Gier
Pegasus Yayınları / Roman Dizisi

İçinde aşkın tüm renklerini bulacağınız, macera dolu, unutulmaz bir seri...

Geçmişin gölgesinde kalmış bir aşk. Fantastik bir dünyada hayat bulan, muhteşem bir zaman yolculuğu. Gizem, heyecan, romantizmin olağanüstü karışımı

Bazen sırlarla dolu bir ailede yaşamak gerçekten de zordur. 
En azından on altı yaşındaki Gwendolyn bundan kesinlikle emindir. Ta ki günün birinde kendini 18. yüzyıl Londra'sında bulana dek.İşte o zaman ailesinin en büyük sırrını öğrenir: Zaman yolculuğu! Ancak bu yolculuklarda genç kızın hislerine yer yoktur. Çünkü aşk, durumu daha da karmaşık hale getirmekten başka bir işe yaramaz!

"Eğlenceli, romantik, merak uyandırıcı... Konu inanılmaz derecede sürükleyici ve elinizden bırakmanız imkânsız... Heyecan dolu finalleri, serinin bir sonraki kitabını sabırsızlıkla beklemenize neden olacak..."
-Justine Magazine-

"Macera, romantizm ve tarih dolu bir seri arayan okuyuculara şiddetle tavsiye edilir."
-School Library Journal-

Safir Mavi 
(Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 2)
Orjinal isim: Saphirblau - Liebe Geht Durch Alle Zeiten

Zamanda yolculuk aşka engel olabilir mi?

Acemi bir âşığı geçmişe yollamak iyi bir fikir olmayabilir!
En azından on altı yaşındaki çömez zaman yolcusu Gwendolyn böyle düşünüyordur.
Bu macerada Gideon ve Gwen dünyayı kurtarmak ya da menuet dansını öğrenmek gibi pek çok sorunun üstesinden gelmek durumunda kalacaktır. (Üstelik ikisi de hiç kolay değildir!)
Bütün bunlar yetmezmiş gibi Gideon büsbütün tuhaf davranmaya başlayınca, Gwendolyn artık hormonlarını kontrol altına alma zamanının geldiğini anlayacaktır!

Çünkü işin içinde aşk varken zaman yolculuğu yapmak pek mümkün görünmemektedir...

"Eğlenceli ve gizemli! Belki de aşk, zaman ve mekânın tüm kurallarını yıkabilecek tek şeydir!"
-Barbara Wegmann-

Zümrüt Yeşil 
(Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 3)
Orjinal isim: Smaragdgrün - Liebe geht durch alle Zeiten 3

İçinde aşkın tüm renklerini bulduğunuz unutulmaz serinin son kitabı...

Bir kadın kalbi kırıldığında ne yapar?
En iyi arkadaşını arar, çikolata yer, belki haftalarca aşk acısı çeker.
Ancak zaman yolcusu Gwendolyn Shepherd, elinde olmayan nedenlerden dolayı enerjisini başka şeylere harcamak zorundadır. Örneğin hayatta kalmak...

Çünkü geçmişte yaşayan Saint Germain Kontu'nun yaptıkları, geleceği tehlikeli bir şekilde etkilemeye başlamıştır.
Gwendolyn ve Gideon aşk acısına rağmen ipucu bulmak için 17. yüzyıldaki büyüleyici bir baloda menuet dansı yapmakla kalmayacak, kendilerini unutulmaz bir maceranın da içinde bulacaklardır...

"Gizem, gerilim, bilimkurgu, romantizm ve maceranın doyurucu bir karışımı. Okuyucular tüm seriyi bir solukta bitirecek..."
-Augsburger Allgemeine-

Yayınevi: Pegasus
Yazar: Kerstin Gier
Çeviri : Firuzan Gürbüz

29 Haziran 2013 Cumartesi

Bir Soru Bir Aşk | David Nicholls



Bir Soru Bir Aşk | David Nicholls

One Day ile gönlüme taht kuran David Nicholls bu sefer biraz hayal kırıklığına uğrattı.Defalarca başa alıp konuya adapte olmaya çalıştım.Hem merakım hem de bitirme takıntımla her sıkıldığımda tekrar başa aldım.Konuya girebilmek için bu kadar zorlanınca haliyle elimde 47 gündür sürünüyor.Sonunda bitirdim ama tamamen bitirmek için bitirdim ve bir işkence gibiydi.

Brian karakteri fazla saf mı yada boş mu demeliyim bilemiyorum.Amaçsızca yaşayan bir karakter çıkmış.Şapşallıklarına gülmedim.Yaptığı şakalara gülmedim.Gülümseme adına en ufak bir tepki göstermedim.Arkasındaki yorumlara baktığımda her okuyan fazlasıyla eğlenmişti ama bende o etkiyi yaratmadı.Ezik ve ne yaptığını bilmeyen gerçekten durumu saflığın ötesine geçen karakteri çok zayıf bir karakter var ve okurken hoşlanmadım.
Sadece Brian değil diğer karakterler de çok yavan ve samimiyetsiz geldiler.

Aslında kitap tamamen yavan ve samimiyetsizdi.O kadar olayların dışında kalıyorsunuz ki! 
Başlarda çeviriyi suçluyordum ama çevirene suç bulmamak lazım ilerledikçe anladım.

Bir ara gerçekten ümitlendim sorularla konuları bağdaştırdığımda keyif almaya başlamıştım.Sayfalar ilerledikçe bu durum yine eskisine döndü.Sıkıcı bir üniversite hayatı ne yaptığını ve neden orada olduğunu idrak edemeyen bir insanın hayatını okumak beni eğlendirmedi.

Sayfalar ilerlemiyor kurulan cümlelerde o kadar yabancılaşıyorsunuz ki çevirmeden okusak olurmuş diye düşünebilirsiniz.David Nicholls'un Bir Gün kitabını okuyanlar o güzel kitabın büyüsü ile bu kitabı almasınlar.

Bir karın ve baş ağrısı ile bitirdim ve birde hayal kırıklığım vardı.

Arka Kapak

Bir Soru Bir Aşk

Bir kadın bir erkekte aslında ne arar?

Çok Satan Bir Gün Kitabının Yazarından Kalpleri Fethedecek Yeni Bir Roman

Brian Jackson üniversiteye büyük umutlar, hedefler ve gizli bir de arzuyla gelmiştir: Üniversiteler Düellosuna katılmak. Şimdi bu şansla birlikte aşkı da bulan Jackson, hem yarışmayı hem de sevdiği kızın kalbini kazanabilecek midir?

"Bize güvenin, bayılacaksınız."
Arena

"Elimden bırakamadım. Bayıldım."
Alan Cumming

"Dokunaklı, sıcacık ve eğlenceli… Bu kitabı okuyun."
Daily Mail

"Enfes! Herkese öneririz.
Paul Morley, Richard&Judys Book Club

Yayınevi: Pegasus
Yayın Yılı: 2013

30 Mart 2013 Cumartesi

Alaycı Kuş ( Açlık Oyunları #3 ) | Suzanne Collins



“Serinin en iyi kitabı Ateşi Yakalamak mı demiştim?” Serinin en iyi kitabı Alaycı Kuş diyorum.
İkinci kitap da 75. Açlık Oyunları'nı çok eğlenerek okudum.Ama bir gerçek var ki Alaycı Kuş'da oynanan büyük oyunlar sonuna kadar ayrı bir zevkliydi.
Üçüncü kitaba geliyorsunuz ama hala yazar doruklarda yazıyor.
Belki de hiç beklemeyeceğiniz kadar iyi yazıyor.

Mıntıka'da geçen bölümlerle kaynaklı bir sıkılma yaşanabilir.Ama daha sonrasında nefes almayı bile unuttuğum sayfalar oldu.
Alaycı Kuş'un sonunda sahnede olması ile olayların akışı daha da hızlanıyor.Peeta'nın karışık durumu,Gale ve garip hareketleri,Finnick ve Annie,Haytmic,Coin,Prim..
Karakterler hakkında bilgi akışının hiç durmaması güzeldi.Kimse unutulmadı.

Sonlarına yaklaştıkça Peeta'nın durumu daha da karmaşıklaştı.Bunun peşinden Gale biraz sönük gibiydi.Fazla sevimsiz geldi.
Katniss'in sonu daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum.
Bir iki nokta haricinde yine kitabın güzelliğine geliyorum ki son kitabı da okuduğunuzda iyi ki başlamışım diyeceksiniz.

Seriye komple baktığımızda da benim gözüme en çok kapaklar çarptı.Kitabın kapakları çok özensiz ve ilgi çekiciliğin dışındalardı.Yani acaba bu kadar dillerde olmasa dikkat çekebilir miydi diye düşünüyorum.Bu kadar iyi bir seriye böyle özensizlik olmamış.

Arka Kapak 
Bütün engellere rağmen, Katniss Everdeen Açlık Oyunlarından iki kez sağ çıkmıştır. Ama şimdi kanlı arenadan sağ çıkmayı başardığı halde hâlâ güvende değildir. Capitol kızgındır. Capitol rövanş istemektedir. Uğradıkları bozgunun bedelini ödetmek istedikleri kişi kimdir? Katniss. Daha da beteri, Başkan Snow başka hiç kimsenin de güvende olmadığını açıkça belirtmiştir. Ne Katnissin ailesi, ne arkadaşları, ne de 12. Mıntıka halkı. Suzanne Collinsin gerilim romanı Açlık Oyunları üçlemesinin bu güçlü ve heyecan verici finali yılın en çok sözü edilen kitabı olmayı vaat ediyor.

"En heyecanlı yerinde kesilen mükemmel kitap okurları üçüncü cilt için feryat ederken bırakacak." 
- Kirkus reviews

"Edwardı ya da Jacobu unutun... okurlar taraf tutacak: Peeta mı, yoksa Gale mi?" 
- Publishers Weekly

"Katniss ustalıkla öldürürken, Collins vurucu yeteneğiyle yazıyor." 
- Time dergisi


"Kusursuz ilerleme hızı ve heyecan verici bir dünyanın inşa edilmesi." 
- Booklist


"Ardında yeterince yanıtlanmamış soru bırakarak okurları kıvrandırıp ümitsizce bir sonraki bölümü beklemelerini sağlıyor." 
- School Library Journal


Sayfa Sayısı: 416
Baskı Yılı: 2012
Yayınevi: Pegasus

28 Mart 2013 Perşembe

Ateşi Yakalamak ( Açlık Oyunları #2 ) | Suzanne Collins


İlk kitaba kıyasla daha iyi bir kurgusu vardı.Oyunlar başlayana kadar ve 75. Açlık Oyunları tamamen açıklanana kadar aslında çok sıradan devam ediyor.
Ve oyunlar ile ilgili açıklamalardan sonra 'işte diyorsunuz serinin en iyi kitabı!'
Sonrasındaki sayfalar hızla akıp geçiyor.Oyundaki karakterler,hazırlıkların daha hızlı sürmesi okurken daha da kapılmanızı sağlıyor.

Seriye yeni katılan karakterler özellikle Galipler hiç olmadıkları kadar ilgi çekiciler.Birbirinden farklı,değişik yetenekleri olan ve hayatta kalabilecek kadar zeki insanların bir arada olduğu oyun ilk oyunla kıyaslanmayacak kadar güzeldi.Tuzakları,gizli planları ve gizli anlaşmaları ile daha da eğlenceli bir hal alıyor.
75. Açlık Oyunları Finnick,Johanna,Beete ile daha da şenlenecek.
Beklenmedik ölümler ve Katniss üzerinde piskolojik oyunlar da bir o kadar etkileyici oluyor.Özellikle Cinna ve hazin sonu.

Sonlarına yaklaştığınızda bir anda herşey tepetaklak oluyor bu da hızlı bir şekilde üçüncü kitaba geçiş demek oluyor. :)
75. Açlık Oyunları için bile bu seriye başlanır.
Yazar kaleminden bir şey kaybetmiyor.Oldukça sürükleyici bir kitaba hazırlanın. :)
Arka Kapak 
Capıtol mutsuz, huzursuzluk artıyor, ateşle dans eden kız bir kıvılcım yaktı,yerin altından yükselen isyan şimdi patlama noktasında!
Kıvılcımlar parlıyor, alevler yayılıyor ve capıtol intikam istiyor. 
"Açlık Oyunları Serisi, insanı meraktan çatlatan, gerilim dolu, müthiş akıcı ve inanılmaz sarsıcı… Elimden bir türlü bırakamadım. Bağımlısı oldum!" Stephen King
Sabırsızlıkla çıkmasını beklediğim fenomen kitap Açlık Oyunlarının devamı olan Ateşi Yakalamak kitabını erkenden okuma fırsatı buldum.. Benim yüksek beklentilerimi haklı çıkartmakla kalmamakla birlikte bunun çok üstüne çıktı. Bu kitap Açlık Oyunları kadar heyecanlı fakat daha bir yürek burkucu çünkü zaten karakterleri tanıyorsunuz, zaten onlarla birlikte zorluklara göğüs germiştiniz. Suzanne hikayenin gerçekleştiği yerleri ummadığım yerlere taşımış ve o bu çok zor yerleri seçmekten hiç çekinmemiş. Olağanüstü. Bu kitabı okurken uykunuzu erteleyeceksiniz. Çıktığı andan itibaren listeleri altüst edecek. Tavsiyem o sabah için hazırlanın ve takviminizi ona göre ayarlayın.Stephenie Meyer
"Zekice kurgulanmış ve çok akıcı bir kitap… Büyüleyici."John Green
"Bilimkurgu, heyecan, gerilim ve aşkın muhteşem bir karışımı."USA Today
"Nefes Kesiyor"Publisher Weekly
"Aksiyon, Entrika, Aşk. Kesinlikle mükemmel."Kirkus Reviews
Sayfa Sayısı: 400
Baskı Yılı: 2013
Yayınevi: Pegasus



27 Mart 2013 Çarşamba

Açlık Oyunları ( Açlık Oyunları #1 ) | Suzanne Collins



Geç de olsa sonunda dillerden düşmeyen seriye bende başladım.
İlk başta abartıların tam zıttı çıkacağını düşünüyordum.Yazarın cümlelerine başta bir süre alışamadım.Yada çeviriden kaynaklı bir sorun yaşadım diyelim.Her sayfayı çevirdiğimde beni kitaba bağlı tutan meraktı sanırım.
Aslında gayet akıcı ilerleyen cümleler kuruluydu.Aynı zamanda bilgi veren ve dört dörtlük tasvirler vardı.Ama karakterin kendi ağzından okumak beni bir süre yavaşlattı.

Oyunlar başladığında işte dedim sonunda ben bu kitabı sevdim.Bazı yerler çok hızlı geçmiş ölümler konusunda ama hızlı olmasına bile çok takılmadım.

Peeta karakterini çok sevdim -filmdeki canlandırmasını görene kadar- ama yine de bu kadar pasif olmak yerine daha aktif bir erkek karakter olabilirdi.Bu kadar naiflik ile ne işin var senin açlık oyunlarında diye sorarlar.
Haytmic ve Cinna karakterleri başlıca favorilerim oldu.İlerleyen dönemlerde Haytmic'in de yer aldığı oyunlar kitap olsa fena olmaz.

İlk kitabı bitirdiğinizde olayları bitirdiğimde devamı nasıl gelebilir ki bunun diye düşünürken ikinci kitabında ters köşe oldum ve devamının aslında çok iyi geldiğini görmüş oldum.

Serilerde genelde ilk kitaplar ya çok ağır başlar yada biraz sıkıcı olurlar ama Açlık Oyunları serisinde tam tersiydi.İlk kitabın hızını seveceksiniz ve büyük ihtimalle ikinciye aynı gün içinde başlayacaksınız.

Arka Kapak
Etkileyici bir fantastik dünya, bitmek bilmeyen bir aksiyon Açlık Oyunlarında bir sonraki sayfaya geçmek için sabırsızlanacaksınız.
Etrafınızdaki başka herkes sabahı göremeyeceğinizden eminken vahşi bir ortamda kendi başınıza hayatta kalabilir misiniz?
"Bu kitaba o kadar bağımlı kaldım ki, yemeğe çıktığımda bile kitabı yanımda taşıdım ve masanın altında okumaya devam ettim. Hikayesi beni birçok gece uykusuz bıraktı çünkü bitirdiğimde bile, yatakta bu kitabı düşünmeye devam ettim. Açlık Oyunları kesinlikle büyüleyici."Stephenie Meyer
"Elimden bir türlü bırakamadım… Bağımlısı oldum."Stephen King
Kazanmak ün ve talih, kaybetmek ise kesin ölüm anlamına gelir.Bu Oyunun Galibinin Karnı Doyacak Kaybeden İse Ölümle Tanışacak...
Açlık oyunları başlasın... 
Sayfa Sayısı: 384 
Baskı Yılı: 2013 
Yayınevi: Pegasus

16 Kasım 2012 Cuma

Kristin Hannah'tan 'Sevgi Uğruna Yaptıklarımız'

Ateşböceği Yolu, Kış Bahçesi, Gerçek Renkler, Gece Yolu kitapları ile kalbimdeki yeri ayrı olan Kristin Hannah'ın yeni kitabı 'Sevgi Uğruna Yaptıklarımız'  bugün Pegasus Yayınevi aracılığı ile raflardaki yerini alacak.

AYNI ŞEYİN ÖZLEMİNİ ÇEKEN İKİ KADIN... AİLENİN NE ANLAMA GELDİĞİNİ ÖĞRENECEKLERİ DUYGUSAL VE DOKUNAKLI BİR YOLCULUK…

Yıllar süren uğraşına rağmen çocuk sahibi olamaması Angie Malone’u çok üzmüştür. Acı dolu bir boşanmanın ardından Pasifik Northwest’teki kasabasına döner ve aile restoranının yönetimini devralır. Hayatın dalgalar gibi yükselip alçaldığı West End’de, problemli genç bir kadınla tanışıp arkadaşlık etmeye başlayan Angie’nin hayatı bütünüyle değişmeye başlar.
Angie, Lauren Ribido’yu işe alır çünkü on yedi yaşındaki bu kızda farklı bir şeyler bulur. Aralarında sıkı bir bağ oluşur ve annesi Lauren’ı terk ettiğinde Angie ona kalacak bir yer verir. Ama bu iyiliğin sonuçlarına göğüs gerecek güçte değildir henüz. Biri çocuk özlemi çeken, diğeriyse anne sevgisine hasret bu iki kadın kimsenin hayal edemeyeceği bir şekilde sınanacaktır.

“Harika... Çok dokunaklı... Karakterlerin sıcaklığı ve karmaşık kişilikleri derinlerde kalmış duyguları ortaya çıkarıyor.”
-RT Book Reviews

“Hannah, okuyucuyu karakterlerin hayatına sürükleyip onları kendi arkadaşlarıymış gibi hissettirirken ailedeki acıları ve sevinçleri ele alarak neden kadın edebiyatının yıldızı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.”
-Booklist

“Hannah başkahramanlarının ruh halini derinlemesine yansıtıp hislerindeki ufak farklılıkları betimlemekte çok başarılı.”
-The Washington Post Book World

“Yürek burkucu... Hem acı hem tatlı.”
-Publishers Weekly

14 Ağustos 2012 Salı

Gece Yolu | Kristin Hannah

 
 Gece Yolu | Kristin Hannah 
Elinize bir Kristin Hannah kitabı almışsanız koltuğa rahatça oturun ve tüm dikkatinizi ona verin.O size herşeyin en iyisini sunabilen nadir yazarlardan.
Aynı yazarın okuduğum 4. kitabı oluyor.İlk üç kitap arasında favorim Ateşböceği Yolu iken şimdi sorsanız kararsız kalırım.Gece Yolu sadece 1 gün sürdü.En çokta bittiğinde üzülüyorsunuz.Devam etseydi ne olurdu? 
Lexi ve Mia'nın dostluklarıyla içiniz ısınırken onların çekingen,bir adım geriden gelen hayatları bazen size tanıdık geliyor.Jude ve annelik duyguları yaşanmış,yaşanmamış hayatlar arasında gelip giderken keşkelerin değerini birkez daha anlıyor insan.Kitabı okurken Jude-Zach-Mia ve Lexi için birkez de siz keşke diyeceksiniz.
Keşkeler,sorumluluklar,yalanlar gencecik hayatların yönünü değiştirirken saatte sayfa hızınız 100 olabilir.Kristin en iyi kitabını yazmış.Akıcılığın doruğunda şahane bir kitap olmuş.İlk sayfalarından insanı içine çeken nadir romanlar vardır Gece Yolu onlardan biri olmuş. 
Ben elime ilk aldığımda içinde kayboldum.Farradayların bir anda savrulan hayatlarında bende savruldum.
Zach'in aşkı ise kadınların kalbini ısıtacak ve yılın en samimi aşkı seçilecek cinsten.
Son olarak,
Kristin okuyucuları bilir ki bu hatun en az bir kez o kitabında sizin gözlerinizin dolmasını sağlar.
Ve teşekkürler Kristin yine yapacağını yaptın. :)

İlk defa bir Hannah kitabı okuyacaksanız bu kitap ile başlayın derim.Cümleler ancak bu kadar hızla birbirini kovalayabilir.

  Yayın Evi: Pegasus
Yayın Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 496
Arka Kapak >>
Ateşböceği Yolu, Kış Bahçesi ve Gerçek Renkler kitaplarının yazarı Kristin Hannah’ın aşka ve kaybetmeye dair dokunaklı yeni romanı

Hayat size bir dizi seçenek sunar. Beklemek... Geçmişe tutunmak... Unutmak... Affetmek...
Siz hangi yolu seçerdiniz?

On sekiz yıldır çocuklarının ihtiyaçlarını her şeyden üstün tutan Jude Farraday’in ikizleri Mia ile Zach zeki ve mutlu birer gençtir. Defalarca evlatlık verilen ve karanlık bir geçmişe sahip olan Lexi kısa sürede Mia’nın en yakın arkadaşı ve bu birbirine bağlı ailenin de bir parçası olur.
Jude çocuklarının iyi bir yaşam sürmesi ve tehlikelerden uzak olmaları için her şeyi yapmıştır. Ancak lisedeki son yılları hepsini büyük bir sınavdan geçirir ve sıcak bir yaz gecesi, verilen yanlış bir kararla hepsinin hayatları altüst olur. Farraday ailesi göz açıp kapayıncaya kadar paramparça olacak, Lexi her şeyini kaybedecektir. Sonraki yıllarda, hepsi o gecenin doğurduğu sonuçlarla yüzleşir ve unutmaya çalışır. Ya da affetme cesaretini kendinde bulmaya...
Hayat dolu ve evrensel bir roman... Gece Yolu annelik, kimlik, aşk ve affetmeye dair soruları derinlemesine işliyor. Hem kaybetmenin verdiği şiddetli acıyı hem de ümidin hayret verici gücünü gözler önüne seren aydınlatıcı, yürek parçalayıcı bir roman. Kristin Hannah aile özlemi, insan kalbinin direnci ve sevdiklerimizi affetme cesaretine dair unutulmaz bir hikâyeyi olabilecek en iyi şekilde anlatıyor.

“Gece Yolu insan ruhunun affetme konusundaki eşsiz gücüne dair özel bir kitap.” -New York Journal of Books

“Gece Yolu’nu okuyup da hikâyesinden ve karakterlerden etkilenmemeniz imkânsız. Kitabı bitirdikten sonra bile etkisini birkaç gün üzerinizden atamayacaksınız.” -The Huffington Post

“Gece Yolu’nu son sayfasına kadar ağlayarak okuyacaksınız.” -The Daily Mail


Birkaç Okuyucu Yorumu:

(Yorumlar Kitapyurdu.com'dan alıntıdır.)
  • Bir kitap nasıl böyle güzel olur anlatamam ancak okuyarak görebilirsiniz ağlayarak okuduğum tek kitap buydu kitap bittiğinde ona sarıldığımı fark ettim 2 günde okudum ve bitti diye çok üzüldüm kitabı okurken bende onlarla birlikte yaşadım mükemmel bir kitap.
  • Kitabın ilk başlarında biraz sıkılabilirsiniz, belli bir rutin hayatı anlatan bir kitap gibi geliyor ama kitabın yarısına gelmeden yaşanan bir olay kaakterlerin hayatını nasıl etkiliyor görüyorsunuz.Kitabın sonarında gözyaşlarıma engel olamadım.Zaten bu yazarın şu ana kadar çıkan bütün kitaplarını beğenerek okudum.Hepsinde de benim için ayrılmış gözyaşı vardı. Kesinlikle okuyun derim. 
  • Yazar; arkadaşlığı,aşkı, ölümü, hüznü o kadar ustalıkla somutlaştırıyor ki, elinini uzatsanız tutabilekmişsiniz gibi geliyor. Her kitap mutlaka bir yerinizden yakalıyor sizi.Yaşantınızı gözden geçirmek ve bakış açınızı değiştirmek için mükemmel kitaplar, mutlaka okuyun.
  • Kristin Hannah yine, yeniden harikalar yaratmış. Gözyaşı sağnağı ile tek bir bir kelimesini kaçırmadan okuyabilmek adına kendimi öylesine kaptırmışım ki...
    Kitabı bitirdikten birkaç saat sonra 3,5 yaşında ki yeğenim "Neden Ağlıyorsun Teyze" diye sordu."Ağlamıyorum" dediğimde parmağını gözbebeğime değdirdi ve "ama burada gözyaşı var, hem kirpiklerinde ıslak" dedi. Aslında tek kelime ile yorumsuz bir kitaptı, yine de bu yorumu paylaşmak istedim.
    Bu muhteşem kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.
      

10 Ağustos 2012 Cuma

Okuyorum: Gece Yolu-Kristin Hannah


Her gün sahur hazırla,iftar hazırla,misafir ağırla,çay ver diye dolu dolu geçse de zamanlarım sahurdan sonra hikaye yazmaktan vakit ayırıp bir şekilde yine alıyorum kitaplarımı elime..
Bir Hannah kitabı bitirip hemen diğerine başladım. 
Yorumlardan sonrada tek isteğim ağlatma beni Kristin.

Arka Kapak >>

Ateşböceği Yolu, Kış Bahçesi ve Gerçek Renkler kitaplarının yazarı Kristin Hannah’ın aşka ve kaybetmeye dair dokunaklı yeni romanı

Hayat size bir dizi seçenek sunar. Beklemek... Geçmişe tutunmak... Unutmak... Affetmek...
Siz hangi yolu seçerdiniz?

On sekiz yıldır çocuklarının ihtiyaçlarını her şeyden üstün tutan Jude Farraday’in ikizleri Mia ile Zach zeki ve mutlu birer gençtir. Defalarca evlatlık verilen ve karanlık bir geçmişe sahip olan Lexi kısa sürede Mia’nın en yakın arkadaşı ve bu birbirine bağlı ailenin de bir parçası olur.
Jude çocuklarının iyi bir yaşam sürmesi ve tehlikelerden uzak olmaları için her şeyi yapmıştır. Ancak lisedeki son yılları hepsini büyük bir sınavdan geçirir ve sıcak bir yaz gecesi, verilen yanlış bir kararla hepsinin hayatları altüst olur. Farraday ailesi göz açıp kapayıncaya kadar paramparça olacak, Lexi her şeyini kaybedecektir. Sonraki yıllarda, hepsi o gecenin doğurduğu sonuçlarla yüzleşir ve unutmaya çalışır. Ya da affetme cesaretini kendinde bulmaya...
Hayat dolu ve evrensel bir roman... Gece Yolu annelik, kimlik, aşk ve affetmeye dair soruları derinlemesine işliyor. Hem kaybetmenin verdiği şiddetli acıyı hem de ümidin hayret verici gücünü gözler önüne seren aydınlatıcı, yürek parçalayıcı bir roman. Kristin Hannah aile özlemi, insan kalbinin direnci ve sevdiklerimizi affetme cesaretine dair unutulmaz bir hikâyeyi olabilecek en iyi şekilde anlatıyor.

“Gece Yolu insan ruhunun affetme konusundaki eşsiz gücüne dair özel bir kitap.” -New York Journal of Books

“Gece Yolu’nu okuyup da hikâyesinden ve karakterlerden etkilenmemeniz imkânsız. Kitabı bitirdikten sonra bile etkisini birkaç gün üzerinizden atamayacaksınız.” -The Huffington Post

“Gece Yolu’nu son sayfasına kadar ağlayarak okuyacaksınız.” -The Daily Mail

9 Ağustos 2012 Perşembe

Kış Bahçesi | Kristin Hannah



 

 Kış Bahçesi | Kristin Hannah
 
Kitabı bitirdiğinizde Kış Bahçesi ismi o kadar anlamlı ve güzel gelecek ki size daha da seveceksiniz. Kristin Hannah kalemini konuşturmuş.İlgisiz bir annenin etrafında dönen basit bir hikaye gibi geliyor başlarda ama yavaş yavaş masallarla sürükleniyorsunuz.Hikayenin içinde olmasını başlarda biraz garipsedim derken bir anda asıl karakterleri bırakıp sadece masalı dinlemek istedim.
Anya'nın karakterini çözmeye çalışırken Vera'nın hayatında kayboldum.
Mere ve Nina'nın zıt hayatlarını da unutmamış Kristin merak edenlere onların neler yaptığını de eklemiş sonlarda en çok buna sevindim.Kitabın sonuna doğru geldikçe içim burkuldu.
Vera'nın,Anya'nın,Meredith'in keşkeleri arasında kaybolup gidiyorsunuz.Şurdan sonra akıcıydı diyemiyorum her satırı su gibi akıp geçti.Bir süre sonra merak duygunuz sizi ele geçirip daha da hızlı okumanızı sağlayacak ve bir bakmışsınız sonsöz'desiniz.

Kitabı alırken beni tarih kısmı korkutmuştu.Tarihi severim ama bu sefer başka bir milletin tarihini okuyacaktım.Ama korkum yersiz çıktı.Sıkılmaktan ziyade merakla okudum.

Son olarak bu kitabında da gözlerim oldu Kristin bir kere de yapma şunu olur mu?

Arka Kapak >>
Meredith ve Nina Whitson birbirine taban tabana zıt karakterlerdeki kız kardeşlerdir. Biri evde kalıp çocuklarına bakmış ve aile işinin başına geçmiş, diğeriyse hayallerinin peşinden gidip dünyayı gezmiş ve ünlü bir foto muhabir olmuştur. Ancak sevgili babaları hastalandığında bu birbirine yabancı iki kadın, kendilerini yine bir arada, şimdi bile kızlarına herhangi bir avuntu vermeyen, aşırı mesafeli anneleri Anya’nın yanında bulacaktır. Anneleriyle aralarındaki tek bağ, onun, çocukluklarında bazı geceler kızlara anlattığı bir Rus masalıdır.
Ölüm döşeğindeki babalarınınsa, hayatındaki kadınlardan son bir arzusu vardır. Anya kızlarına bir masal anlatacaktır; yıllar önce başladığı ama hiç bitirmediği o masalı. Hem de bu kez sonuna kadar.
Bu masal daha önce duydukları hiçbir şeye benzememektedir; altmış yıldan uzun bir zamanı kapsayan, savaş mağduru Leningrad’da başlayıp günümüz Alaska’sına kadar uzanan, sürükleyici, gizemli bir aşk hikâyesi. Nina’nın gerçeği açığa çıkarma konusundaki saplantısı, onları annelerinin geçmişlerinde, ailelerini tümüyle sarsacak ve tamamen değiştirecek bir sır öğrenecekleri, beklenmedik bir yolculuğa sürükler.
İlk sayfasından son sayfasına kadar büyüleyen Kış Bahçesi, hem epik bir aşk hikâyesi hem de yaşamları kesişen kadınların detaylı bir portresi olması bakımından nadir bulunur bir eser. İlham verici şiirsel yazımıyla, son sayfa okunduktan uzun süre sonra bile okuyucunun aklından çıkmayacak.
“Okuyucular, anne ve kızlar yakınlaştıkça hem gülmekten hem de ağlamaktan kendilerini alamayacaklar.”
-Publishers Weekl

Yayın Evi: Pegasus
Yayın Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 512


Birkaç Okuyucu Yorumu:

(Yorumlar Kitapyurdu.com'dan alıntıdır.)
  • Başlarında bitiremeyeceğimi sandığım fakat sonlarında bitmesin diye düşündüğüm keyifli bir kitap...insanın ailesiyle olan ilişkilerini gözden geçirmesini ve her hayatın neler gizlediğini çok güzel bir dille anlatmış yazar...tavsiye ederim.
  • Bu kitap atesbocegiyolu kizlarindan da guzeldi.Tek kelime ile Muhtesem.Hele sonlarina dogru elinizden birakamiyor,bitmesini de istemiyorsunuz. Ama Surpriz bir final ile sonlaniyor.Mendillerinizi hazirlayin.Simdi de ucuncu kitabini okuyacagim.Onunda muhtesem olduguna eminim.
  • Çok güzel bir hikaye, çok güzel bir kurgu. Gerçi ben bazı detayların romanların içerisinde çok fazla anlatılmasına karşıyım bence bunlar aşkı bozan detaylar, her şeyi o kadar derin yazmaya gerek yok. Okuyanlar ne dediğimi anlamışlardır. Fakat olaylar çok güzel kurgulanmış, karakterler çok güzel kurgulanmış. Aşk her millette çok güzel, savaş her millette çok korkunç..  
  • Ilk 200 sayfasına katlanabilirseniz, sonu cok etkıleyıcı tarihi bır roman halını alıyor. Gecmıste gecen kısım cok etkıleyıcı yazılmıs. Sankı bu donemdekını yazan kısı ılkokul ogrencısı, gecmısi yazan nobel odullu gıbı arda adaglar kadar fark var. Ama sırf tarihı okumak ıcın deger. Cok etkıleyıcıydı.