23 Aralık 2013 Pazartesi

Sabah Uykum | Ahmet Batman



Soğuk Kahve'nin en güzeliydi 'Sabah Uykum' yazısı..
Benim gibi düşününlerin çoğunlukta olduğuna inanıyorum.Bu inançlarımın sebebi sosyal medyada deli gibi yapılan Sabah Uykum yazısı.. :)

Popüler olma durumunu ve herkesin elinde olma halini pek sevip alışamasam da bunları görmezden geldim.Bir de ilk kitabı okumuşum tadı damağımda kalmış ikinci kitabı almadan olur mu?
Aslında pek yorum gerekmiyor.En az Soğuk Kahve kadar tadı damağımda kaldı dediğim bir kitap oldu Sabah Uykum. 


Ahmet Batman kalemini konuşturmuş.
Kalemime nazar değer falan diye düşünmeden olduğu gibi yine yazmış. Okurken sayfalar arasında kayboluyorsunuz sonra da korkudan bırakıyorsunuz.Bu kadar çabuk bitmesin istiyorsunuz. 
Bittiğinde de yeni yemekten kalkıp acıkan insanlar gibi açlığınızla kalıyorsunuz..
İlk kitabın bir üst seviyesindedir.Her sıkıldığınız da elinize alacağınız güzelliktedir.Okuyun,okutun.Kaçırmayın. :)

Ahmet Batman söze gerek yok Sabah Uykum'un ilk baskısını almak için çırpındığım insan.. 


Arka Kapak

Sabah Uykum 

Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir. 

Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum. Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik.

Sayfa Sayısı: 224
Baskı Yılı: 2013
Yayınevi: Destek Yayınları

16 Aralık 2013 Pazartesi

Okuyorum: Sır Tutabilir Misin? | Sophie Kinsella


Sır Tutabilir Misin? | Sophie Kinsella
Dersler,bunalımlar derken kafa dağıtıcı eğlenceli bir şeyler okumaya karar verdim ve Sophie Kinsella ile tanıştım. 
Arka Kapak
Emma'nın diğer kızlardan hiçbir farkı yok. Yani, onun da sırları var!
Annemden sakladığım sırlar 
Bekaretimi annemle babam alt katta Ben Hur izlerken, misafir yatak odasında Danny Nussbaum'a bahşettim. 

Erkek arkadaşımdan sakladıklarım,
Kırk bedenim. Connor'ın sandığı gibi otuz altı değil.
Ayrıca Connor'ın gereğinden fazla yakışıklı olduğunu düşünüyorum. Kendisini hep Ken'e benzetmişimdir. 
Hani şu Barbie ve Ken'deki Ken'e.

İş arkadaşlarımdan sakladıklarım İş arkadaşım Artemis beni cidden sinir ettiğinde, yani hemen hemen her gün, masasındaki saksı çiçeğini portakal suyumla besliyorum. Fotokopi makinesini de bozan bendim. İşin aslı, bozulan ne varsa marifet benim! 
Hiç kimseyle paylaşmayacağım sırlar… 
Tanga popomu ısırıyor. CV'mdeki matematik notum gerçeği yansıtmıyor. 
NATO'nun açılımını bilmiyorum. Hatta ne işe yaradığını da! 
Bunlar benim sırlarımdı. Ta ki hepsini uçakta bir yabancıya yumurtlayana kadar. En azından o sırada yabancı olduğunu sanıyordum!

Orjinal İsim: Can You Keep a Secret?
Basım Yılı: 2010
Çeviri: Bilge Turan

15 Aralık 2013 Pazar

Soğuk Kahve | Ahmet Batman


Ben böyle süslü cümlelerle anlatılanları sevmem.Daha doğrusu onları okumaktan zevk almam.Bana hep uzak ve samimiyetsiz gelir.
Bu düşüncelerim Ahmet Batman'a kadardı da yazamıyorum.Ahmet Batman kelimeleri süsleyip cümle haline getirip samimiyeti azaltmıyor.Aksine her sayfanın her satırından, her cümlenin her kelimesinden samimiyet,doğallık akıyor.Kendisi bir anda kelimelerimin yetersiz kaldığı bir yazar oldu.Adam gerçekten yazıyor.

Kendine has cümleleri,bakış açısı ile yer yer eğlenip yer yer de bir Ahmet Batman arayışına giriyorsunuz. Tabi sonra elinizdeki sevgili de gidebilir çünkü bir eşinin daha olduğunu düşünmüyorum. :) 

Her ne türden hoşlanırsanız hoşlanın bir kez Ahmet Batman okuyun.

Arka Kapak

Soğuk Kahve 
Sıcacık bir kahveden yükselen güzel kokular eşliğinde keyifli bir okuma vaat ediyor Soğuk Kahve.

İronik ve mizahi olduğu kadar keskin bir dil. Belki de çoğumuzun gündelik hayatında olan konuları anlatırken sizi ters köşeden bir bakış açısına yatırıp golü ustalıkla atıyor. Hınzır bir zekânın ürünü olan cümleleri sizi gülerken duygulandıracak, çoğu zamansa hayretler içinde bırakacak. 
Kahraman Tazeoğlu

Batman kendi deyimiyle numune bir adam. En azından yazdıkları öyle. Kolay kolay kimseden duyamayacağınız, cesaret isteyen şeyleri açıkyüreklilikle söylüyor okura. Özellikle kadın erkek ilişkilerinin üzerindeki pembe tozu üfleyip altında yatan siyahları ve beyazları soğukkanlılıkla gösteriyor. Ne her erkek bir Romeo, ne de her kadın bir Juliet.
Ertürk Akşun

Topuklu ayakkabı mı yoksa ben mi?
Bir kadını zorlayan bir soru olabilir.
Çikolata mı ben mi? sorusu kadar olmasa da zorlar.
Sizler topuklu ayakkabısı ayaklarını vuran kadınlarsınız.
Topuklarınızın altında kâğıt mendiller var.
Bazılarınızın gözyaşlarını silen mendiller işte, yabancı değiller.
O mendiller hep canınızın yandığı yerlerde...
Çok adisiniz pembe rujlar, çekici kılıyorsunuz dudakları.

Sayfa Sayısı: 265
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Destek Yayınları

7 Aralık 2013 Cumartesi

Yılbaşı Çekilişi #2


Uzun bir aradan sonra benim 2. çekilişim olan yılbaşı çekilişi ile buradayım.Aslında şu aralar fazlasıyla internetten kopuk yaşıyorum ama güzel bir çekiliş ile canlılık olsun istedim. :)



Çekiliş sonucunda Bukre ( Kahraman Tazeoğlu) ve Beyoğlunun En Güzel Abisi (Ahmet Ümit) kitaplarını hediye ediyorum. Paketin de içinde bir iki sürpriz olabilir. :)

Katılımları bugün başlatıyorum.
6 Ocak 23:59'da tüm katılımlar bitecektir.

Şartlar:
                                       Paylaştığınız linkleri atacağınız yoruma ekleyin.
    • Katılmak için yazıya yorum atmanız yeterlidir.Yorum atarken mail adresinizi eklemeyi unutmayın. (Katılımları iki blogtan da kabul edeceğim. )
    Son olarak çekilişi kazanacak arkadaştan bir ricam var kargosu kendisine ulaştığında bloğunda görsel ile birlikte paylaşmasını istiyorum. :)
    Bol şans :))

    8 Kasım 2013 Cuma

    Rita Hunter İmza Günü



    RITA HUNTER/ Zeynep Avcı İMZA GÜNÜ ETKİNLİĞİ

    32. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı TÜYAP kapsamında yazarımız Rita Hunter/ Zeynep Avcı kitaplarını okuyucuları için imzalıyor.

    10 Kasım 2013 Pazar - Saat 15:00 

    İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi
    Epsilon Yayınevi Standı
    3. Salon No: 308

    19 Ağustos 2013 Pazartesi

    Özgürlüğün Elli Tonu (Fifty Shades of Grey Serisi #3)


    Sonuncu ve favorim olan Özgürlüğün Elli Tonu yer yer sıkıcılığı da eline almadı desem yalan olur.Seri konuşulmayı hak ediyor.Yazarın hayal gücü bir kere alkışı hak ediyor.Abartılan kadar var mıydı diye sorarsanız bu tarz romanı ilk defa okuyorum okuduklarım arasında en iyi diyemem bu yüzden ama dediğim gibi yazarın hayal gücü ağzınızı açık bıraktırıyor onun için bile tebrik etmek lazım.

    Bu kitabın en çok sevdiğim tarafı Christian’ı tamamen tanımak oldu.Onu böyle ağırdan alarak tanıtma işlemi çok yerinde olmuş.Ana’dan önce ve sonra olarak iki dönem de incelesek hoş olabilir. :)
    Romanın sonlarında birkaç yeri Bay Grey’in gözünden okumak çok güzeldi.Keşke bunu devam ettirebilseydi yazar ya da aynı anda ikisinin de gözünden okuyabilseydik.Alacakaranlık serisinde Edward’ın gözünden okumayı istediğim gibi burada da aynı durum Christian için geçerliydi.En azından daha uzun olsaydı tadı damağım da kaldı.

    Evlilik sonrası halleri güzeldi ama düğünün böyle geçiştirilmesi ne kadar anlamsız olmuştu? O yüzden sanki bir şeyler eksikti bu duruma bir anlam veremedim.Ana’nın düğün stresini okusaydık mesela neden bu geçiştirme?

    En sıkıldığım kısımları ne yazık ki seks bölümleri oldu.Normal de aralarındaki tutkuyu sevdim lakin artık bunalttılar.Bir sorunları olduğun da konuşamamaları,Ana’nın kendi düşüncelerini paylaşmak istediği her an bu durumu seks ile geçiştirme vs. Sıkıldım ve bunaldım.Bir yerden sonra midem de pek kaldırmadı.Sinir bozucu bir durum olmaya başlıyor.Kendimi çok kaptırmakla alakalı da değil hani bekliyorum ciddi bir konu olmuş konuşsunlar istiyorum ama bu iki arkadaş ya kavga ediyor ya da yataktalar haliyle bir yerden sonra bitsin istiyorum.

    Akıcı bir şekilde ilerledi ve ben de zevk alarak okudum fakat aradaki geçiştirilmişlikler olmasaydı daha güzel olabilirdi.

    Arka Kapak
    Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı...

    Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.

    Anastasia Steelein ne istediğini bilen, göz alıcı iş adamı Christian Greyle tanışması, her ikisinin de hayatlarını geri dönülmez biçimde değiştiren şehvetli bir ilişkinin kıvılcımını çakmıştır. Christianın sıra dışı zevkleri karşısında şoka uğrayan, ondan hem hoşlanan hem de korkan Ana, daha derin bir bağlılık istiyordur. Onu yanında tutmaya kararlı olan Christian, bunu kabul eder. 

    Şimdi her şeye sahiptirler; aşk, tutku, yakınlık, servet ve sonsuz olasılıklarla dolu bir dünya. Ana, Greyi sevmenin kolay olmayacağını ve beraberliklerinin her ikisinin de tahmin edemeyeceği zorluklar getireceğinin her zaman farkında olmuştur. Anastasianın kendi benliğinden ve bağımsızlığından ödün vermeden Greyin yaşam stiline uyum sağlamayı öğrenmesi, Greyinse kontrol dürtüsünü aşması ve kendisini altüst eden fırtınaları arkasında bırakması gerekmiştir. 

    Ama geçmişle hesapları henüz kapanmamıştır. Tam her şeye sahip gibi göründükleri bir anda, talihsizlik ve kader bir araya gelip Ananın en korkunç kâbuslarını gerçeğe dönüştürür...


    Yazar: E L James
    Çevirmen: Sevinç Seyla Tezcan
    Yayınevi: Pegasus
    Sayfa Sayısı: 704
    Baskı Yılı: 2012

    16 Ağustos 2013 Cuma

    Karanlığın Elli Tonu (Fifty Shades of Grey Serisi #2)


    Bu kitabın adı değişip direk Christian falan olmalı.Karakter hakkındaki soruların çoğuna cevap verildiği bu romanı en çok bu yüzden sevdim.En içten Christian burdaydı.İster istemez her kadının tapabileceği erkeğe ben de inanılmaz derece de kapılmış bulunmaktayım.
    Ayrıca bu kitabın bdsm kısımları da gözüme batmadı.Aksine hoş bile geldi.

    Ana'nın bazen sinir bozucu bir karakter olduğunu düşünsem de kendi fikirleri olan ve kendi karakteri olan bir karakter olmasını seviyorum.Christian'a itaat etmeme konusunu seviyorum.
    Sadece Christian ve Ana'ya odaklanılmasının bunaltıcı olduğunu düşündüğüm anlar çok oldu.Kate'in dolu dolu olmasını dilerdim.Aynı şekilde Grey ailesini ve Christian'ı ailesiyle okumayı isterdim. Ana'nın ağzından okuyoruz onun ailesi ile olan garip iletişimsizliği de ayrıca gözüme battı.
    Ana'nın evlilik teklifini kabul etme olayını da çok basit buldum.Bu kadar herşeyi özenle düşünen adama karşı bu kadar basit bir 'evet'i sevemedim.Seks sahneleri dışında hiçbir özen yok desem olur sanırım.
    Yine de Grey var Ana'nın Elli Tonu adam güzel yahu onun için okunmaya değer.

    Akıcılığı konusun da ilk romandaki kadar iyi olduğunu söyleyebilirim.


    Arka Kapak
    Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı...
    Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.
    Ruhu yaralı genç girişimci Christian Greyin karanlık sırlarının yıldırdığı Anastasia Steele, ilişkilerine son noktayı koyup bir yayınevinde çalışmaya başlar.
    Ama Greye duyduğu karşı konulmaz çekim hâlâ etkisini sürdürmektedir. Grey yeni bir teklifle gelince ona karşı koyamaz. Nihayet her şey daha iyiye gidiyor gibi göründüğü sırada birden geçmişin hayaletleri ortaya çıkar. Anastasia, sorunlu, hırslı ve talepkâr Elli Tonun sinir bozucu geçmişi hakkında, tahminlerinin çok ötesinde şeyler öğrenir ve ilişkileri bir kez daha tehdit altına girer.
    Grey içindeki şeytanlarla savaşırken, Ana da hayatının en önemli seçimini yapmak zorunda kalır. 
    Ve bu kararı tek başına vermelidir...


    Yazar: E L James
    Çevirmen: Sevinç Seyla Tezcan
    Yayınevi: Pegasus
    Sayfa Sayısı: 640
    Baskı Yılı: 2013

    4 Ağustos 2013 Pazar

    Grinin Elli Tonu (Fifty Shades of Grey Serisi #1) | E.L James

              Uzun zamandır Çok Satanlar listesinden inmedi.Tüm dünyayı salladı terimi bu üçleme için iyi bir tabir olur sanırım.İnsanların elinden düşmedi üstelik bu üçleme sayesin de bu tarz romanların önü açıldı.Benzerleri mi dersiniz taklitleri mi bilemem ama bir öncülük yaptığını inkar edemeyiz.

              Çok Satanlar listesine giren kitapları biraz bekletiyorum.İnsanlar okuyup sindirsin ve ben daha sonra alayım istiyorum.Öyle de oldu aylar sonra aldım.Dayanamayıp başladım.
                   Romanın sayfa sayısına bakıp ürkmemek lazım yazar kelimelerini seçerken hakkını basit ve sade kelimelerden yana kullanmış.Karmaşadan arınmış basit anlatımı sayesinde roman oldukça akıcı oluyor.Akıp gidiyor siz de peşinde sürükleniyorsunuz.Sıkılıp boşladığım bir an olmadı.

              Kitabın bdsm kısımlarını seven ne kadar çoksa sevmeyenler de bir o kadar çoktu.Tabi sevip sevmedim diyenlerde vardır elbet ama bir kadının kılavuzu olabilecek nitelikte diye düşünüyorum.İkili arasında ki tutkuyu çok sevdim.Kendi tabirleri ile Vanilya Seks'in olduğu her satırı da severek okudum.Yalnız bu bdsm kısımlarını sırf okumak için okudum.O kısımlardan çok hoşlanmadım.Ya da fazla mantık kısmına takılı kaldığım için sevemedim.
              Christian karakterine yorum yapmadan geçmek istemiyorum.İçin de beslediği sert seks duygularına rağmen bu adam kadınların yeni adamı olmaya adaydır.Uzun zamandır bir karakteri böylesine sevmemiştim.Kitabı alırken daha farklı yansıtılıyor olumsuz yorumlarda ama tam tersine bir karakter görünce şaşırdım.Ne istediğini bilen Ana'ya abartılı bir değer veren nadide bir adamdır kendileri.Elinde ki tüm fırsatları kadınının önüne sunması fazla etkileyici...

             Devamını okuduğumda düşüncelerim değişir mi bilemiyorum ama şuan seriyi sevmiş durumdayım.Karakterleri sevdim.Bir sürü soru ile bitmesini bile sevdim.


    Arka Kapak
    Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı... 
    Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.

    Edebiyat ögrencisi olan Ana Steele, genç girişimci Christian Greyle röportaj yapmaya gittiğinde son derece çekici, zeki ve sinir bozucu bir adamla karşılaşır. Toy ve masum Ana, bu adama duyduğu arzu karşısında şaşkına döner ve adamın gizemli doğasına rağmen ona yakınlaşma arzusuyla yanıp tutuşur. Ananın güzelliği, zekâsı ve özgür ruhuna direnemeyen Grey de onu istediğini kabul eder, ancak şartları vardır...

    Greyin sıra dışı erotik istekleri karşısında şoka uğayan ama bir yandan da heyecana kapılan Ana tereddüde düşer. Büyük başarısına rağmen -çokuluslu şirketleri, uçsuz bucaksız serveti ve sevgi dolu bir ailesi vardır- Grey şehvete esir olmuş ve hükmetme hırsı olan bir adamdır. Çift, cüretkâr ve tutkulu bir fiziksel ilişkiye yelken açarken, Ana, Christianın karanlık sırlarını ve kendi gizli arzularını keşfeder.


    Yazar: E L James
    Çevirmen: Sevinç S. Tezcan
    Yayınevi: Pegasus
    Sayfa Sayısı: 576
    Baskı Yılı: 2013

    30 Temmuz 2013 Salı

    Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer | Kerstin Gier

    Yakut Kırmızı
    (Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 1)
    Orjinal isim: Rubinrot - Liebe Geht Durch Alle Zeiten
    Kerstin Gier
    Pegasus Yayınları / Roman Dizisi

    İçinde aşkın tüm renklerini bulacağınız, macera dolu, unutulmaz bir seri...

    Geçmişin gölgesinde kalmış bir aşk. Fantastik bir dünyada hayat bulan, muhteşem bir zaman yolculuğu. Gizem, heyecan, romantizmin olağanüstü karışımı

    Bazen sırlarla dolu bir ailede yaşamak gerçekten de zordur. 
    En azından on altı yaşındaki Gwendolyn bundan kesinlikle emindir. Ta ki günün birinde kendini 18. yüzyıl Londra'sında bulana dek.İşte o zaman ailesinin en büyük sırrını öğrenir: Zaman yolculuğu! Ancak bu yolculuklarda genç kızın hislerine yer yoktur. Çünkü aşk, durumu daha da karmaşık hale getirmekten başka bir işe yaramaz!

    "Eğlenceli, romantik, merak uyandırıcı... Konu inanılmaz derecede sürükleyici ve elinizden bırakmanız imkânsız... Heyecan dolu finalleri, serinin bir sonraki kitabını sabırsızlıkla beklemenize neden olacak..."
    -Justine Magazine-

    "Macera, romantizm ve tarih dolu bir seri arayan okuyuculara şiddetle tavsiye edilir."
    -School Library Journal-

    Safir Mavi 
    (Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 2)
    Orjinal isim: Saphirblau - Liebe Geht Durch Alle Zeiten

    Zamanda yolculuk aşka engel olabilir mi?

    Acemi bir âşığı geçmişe yollamak iyi bir fikir olmayabilir!
    En azından on altı yaşındaki çömez zaman yolcusu Gwendolyn böyle düşünüyordur.
    Bu macerada Gideon ve Gwen dünyayı kurtarmak ya da menuet dansını öğrenmek gibi pek çok sorunun üstesinden gelmek durumunda kalacaktır. (Üstelik ikisi de hiç kolay değildir!)
    Bütün bunlar yetmezmiş gibi Gideon büsbütün tuhaf davranmaya başlayınca, Gwendolyn artık hormonlarını kontrol altına alma zamanının geldiğini anlayacaktır!

    Çünkü işin içinde aşk varken zaman yolculuğu yapmak pek mümkün görünmemektedir...

    "Eğlenceli ve gizemli! Belki de aşk, zaman ve mekânın tüm kurallarını yıkabilecek tek şeydir!"
    -Barbara Wegmann-

    Zümrüt Yeşil 
    (Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 3)
    Orjinal isim: Smaragdgrün - Liebe geht durch alle Zeiten 3

    İçinde aşkın tüm renklerini bulduğunuz unutulmaz serinin son kitabı...

    Bir kadın kalbi kırıldığında ne yapar?
    En iyi arkadaşını arar, çikolata yer, belki haftalarca aşk acısı çeker.
    Ancak zaman yolcusu Gwendolyn Shepherd, elinde olmayan nedenlerden dolayı enerjisini başka şeylere harcamak zorundadır. Örneğin hayatta kalmak...

    Çünkü geçmişte yaşayan Saint Germain Kontu'nun yaptıkları, geleceği tehlikeli bir şekilde etkilemeye başlamıştır.
    Gwendolyn ve Gideon aşk acısına rağmen ipucu bulmak için 17. yüzyıldaki büyüleyici bir baloda menuet dansı yapmakla kalmayacak, kendilerini unutulmaz bir maceranın da içinde bulacaklardır...

    "Gizem, gerilim, bilimkurgu, romantizm ve maceranın doyurucu bir karışımı. Okuyucular tüm seriyi bir solukta bitirecek..."
    -Augsburger Allgemeine-

    Yayınevi: Pegasus
    Yazar: Kerstin Gier
    Çeviri : Firuzan Gürbüz

    Beni Hep Sev | Pinkfreud


    Pinkfreud bu sefer klavyesini konuşturmuş.Tabi ki edebiyat anlamın da bir şey kattığından falan bahsetmiyorum.Ama akıcılıkta doruklara tırmanmış.
    Hatun üç kitabının arasın de en iyisini yazmış.Okumaya başladığınız an içine çekiliyorsunuz.Keyfiniz yerine geliyor.Eğleniyor,şaşırıyor,heyecanlanıyorsunuz.İlk ikisin de olmayan çoğu duyguyu burada yaşıyorsunuz.
    En duygusal anlarda bile Pinkfreud eğlenceli yazmayı biliyor.Kimi seçecek kim ile olacak ha yakalandı yakalanacak derken her defasın da şaşırtıyor.
    Okuru nasıl keyiflendireceğini biliyor.
    Fazla yoruma gerek yok tatil de kafanızı dağıtacak güzellikte alıp okunacak güzellikte olmuş.

    Arka Kapak
    Aynı kişiyi ikinci defa sevmek mi,
    aynı anda iki kişiyi sevmek mi daha zor?

    Eski sevgiliyle yeniden birlikte olmak yapılabilecek en büyük salaklık mı yoksa gerçek aşk mı?

    Yeni sevgilisini, kendisini başkasıyla aldatan eski sevgilisiyle aldatan bir kadına ne denir?

    Peki ya o hep aranan, istenen, arzulanan "doğru ve düzgün" adamı bulduğumuzda ne olur? 

    O kafede neler oldu?

    Kendisini aldatan, yalan söyleyen, mutsuz eden hayatının aşkıyla, tüm kadınların hayallerini süsleyen ideal adam arasında kalan ve "Başkalarının doğrularıyla yaşamaktansa, kendi yanlışlarımla yaşamayı tercih ederim." diyen Pelinin hikayesi...

    Merak ettiğiniz bütün soruların cevaplarını ve tam 2 yıl sonra Bora ile buluştukları o kafede neler olduğunu öğrenmek ister misiniz?

    Kendine özgü deli-dolu ve cesur kalemiyle Pinkfreud, bu sefer belki daha mutsuz, daha umutsuz ama kesinlikle daha aşık!

    Sayfa Sayısı: 233
    Baskı Yılı: 2013
    Yayınevi: Okuyan Us Yayınları

    29 Haziran 2013 Cumartesi

    Bir Soru Bir Aşk | David Nicholls



    Bir Soru Bir Aşk | David Nicholls

    One Day ile gönlüme taht kuran David Nicholls bu sefer biraz hayal kırıklığına uğrattı.Defalarca başa alıp konuya adapte olmaya çalıştım.Hem merakım hem de bitirme takıntımla her sıkıldığımda tekrar başa aldım.Konuya girebilmek için bu kadar zorlanınca haliyle elimde 47 gündür sürünüyor.Sonunda bitirdim ama tamamen bitirmek için bitirdim ve bir işkence gibiydi.

    Brian karakteri fazla saf mı yada boş mu demeliyim bilemiyorum.Amaçsızca yaşayan bir karakter çıkmış.Şapşallıklarına gülmedim.Yaptığı şakalara gülmedim.Gülümseme adına en ufak bir tepki göstermedim.Arkasındaki yorumlara baktığımda her okuyan fazlasıyla eğlenmişti ama bende o etkiyi yaratmadı.Ezik ve ne yaptığını bilmeyen gerçekten durumu saflığın ötesine geçen karakteri çok zayıf bir karakter var ve okurken hoşlanmadım.
    Sadece Brian değil diğer karakterler de çok yavan ve samimiyetsiz geldiler.

    Aslında kitap tamamen yavan ve samimiyetsizdi.O kadar olayların dışında kalıyorsunuz ki! 
    Başlarda çeviriyi suçluyordum ama çevirene suç bulmamak lazım ilerledikçe anladım.

    Bir ara gerçekten ümitlendim sorularla konuları bağdaştırdığımda keyif almaya başlamıştım.Sayfalar ilerledikçe bu durum yine eskisine döndü.Sıkıcı bir üniversite hayatı ne yaptığını ve neden orada olduğunu idrak edemeyen bir insanın hayatını okumak beni eğlendirmedi.

    Sayfalar ilerlemiyor kurulan cümlelerde o kadar yabancılaşıyorsunuz ki çevirmeden okusak olurmuş diye düşünebilirsiniz.David Nicholls'un Bir Gün kitabını okuyanlar o güzel kitabın büyüsü ile bu kitabı almasınlar.

    Bir karın ve baş ağrısı ile bitirdim ve birde hayal kırıklığım vardı.

    Arka Kapak

    Bir Soru Bir Aşk

    Bir kadın bir erkekte aslında ne arar?

    Çok Satan Bir Gün Kitabının Yazarından Kalpleri Fethedecek Yeni Bir Roman

    Brian Jackson üniversiteye büyük umutlar, hedefler ve gizli bir de arzuyla gelmiştir: Üniversiteler Düellosuna katılmak. Şimdi bu şansla birlikte aşkı da bulan Jackson, hem yarışmayı hem de sevdiği kızın kalbini kazanabilecek midir?

    "Bize güvenin, bayılacaksınız."
    Arena

    "Elimden bırakamadım. Bayıldım."
    Alan Cumming

    "Dokunaklı, sıcacık ve eğlenceli… Bu kitabı okuyun."
    Daily Mail

    "Enfes! Herkese öneririz.
    Paul Morley, Richard&Judys Book Club

    Yayınevi: Pegasus
    Yayın Yılı: 2013

    25 Haziran 2013 Salı

    26. Seviye | Anthony E. Zuiker

    26. Seviye | Anthony E. Zuiker

    Tüm seviyelerin üstünde bir sapık düşünün. Kendine yeni bir seviye üretebilecek kadar orjinal ve aklınıza gelebilecek tüm katillerden tüm sapıklardan daha üstün birini düşünün.Ki hayal gücünüzü zorlamanıza gerek kalmayacak kendisi Dijital Kitap olup görüntülere resmi sitesinden ulaşabiliyorsunuz.

    Akıcılığına ve orjinalliğine diyecek sözüm yok.Özellikle akıcılık konusunda fazlaca iyi, sürüklenip gidiyorsunuz.Sapığın orjinalliğine değinirsek 26. seviye daha ne olsun.

    Herşey iyi hoş severek okudum bir nefeste bitirdim.
    Ama sapığın yaptığı çoğu olayın geçiştirilmesi olayı biraz basitleştirmiş.Adamın yaptığını bir başkasının ağzından duymak yerine olayları canlı yaşamak isterdim.Geriye dönüşler yapıp birkaç olayı bize tekrar okutabilirdi.Bu yönden biraz zayıf kalıyor.
    Hani diyorsunuz ki yahu 26. Seviye bir mükemmel kusursuz sapık/katil yada her neyse var karşınızda ama siz doğru düzgün yaptığı olayı göremiyorsunuz.Birkaç basit olayla sınırlı kalıyor ve bitirdiğinizde bu adam nasıl 26. seviye diye sorguluyor oluyorsunuz.Yazar esas sapığı 26. Seviye yapan olayları es geçmiş hiç hoş olmamış.

    Yani belirli bir şeye doymuyorsunuz.Okurken sıkılmıyorsunuz,yer yer heyecan yapıp şaşırıyorsunuz ama bir yavanlığı var.O yavanlık okurken belki çok gözünüze takılmıyor ama son sayfayı bitirip kitabı kapattığınızda dilinizde kalan yavanlığın tadını algılamaya başlıyorsunuz.Eksikleri tek tek görmeye başlıyorsunuz.Okurken de farkediliyor ama sonraki sayfada sizi doyuracak olayların olduğunu düşünüp duruyorsunuz.Sonuç biraz hayal kırıklığı oluyor.

    Yinede tüm es geçilmişliklere rağmen severek okudum.

    Arka Kapak
    26. Seviye

    Katiller 25 ayrı seviyede değerlendirilir.
    Bunu polis teşkilatında herkes bilir. Artık biz okurlar da öğrendik. 1. Seviyedeki toy fırsatçılardan, 25. Seviyedeki organize, kasıtlı cinayet işleyen ve kurbanlarına işkence edenlere kadar yükselir özellikler. En korkutucu, en tehlikeli olan 25. Seviye gibi görünmektedir.

    Oysa gerçek farklı: Dünyanın en tehlikeli katillerini avlamak üzere görevlendirilmiş, resmi bir sıfatı olmayan ve isimleri gizli tutulan seçkin bir grup yeni bir seri katil tanımı yapmak üzere: 26. Seviye. Bu tanıma da sadece bir kişi uyuyor:

    Takma ismi: Sqweegel
    Hedefi: Herkes
    Yöntemleri: Sınırsız

    Bu romanı okurken filmini de izleme şansına sahip olacaksınız. LEVEL26.com adresinden kitabın içindeki şifreleri girerek heyecana katılın.

    Yayınevi: Doğan Kitap
    Yayın Yılı: 2012

    23 Haziran 2013 Pazar

    Kusursuz | Judith McNaught


    Kusursuz | Judith McNaught

    Birkaç yıl önce aşk ve tutku adına tanıyıp gerçekten diğer yazarlardan ayırdığım Judith bu sefer bana beklediğim tadı veremedi.
    Kitabın akıcılığı ve güzelliğinden tek bir an bile şüphe etmeyin.Judith'in kalemi hala aynı zevki veriyor.Çevirisinde gözünüzü tırmalayan bir hata yok.Ama hikayede bir basitlik vardı.
    Tarihi aşk romanlarını okumaya o kadar alışmışım ki galiba günümüzü anlatması tüm herşeyi basitleştirmiş.

    Aşk ve tutku için hala güzel ama bir yerlerde bir yavanlık ve geçiştirme vardı.JM'nin kitaplarını sıralamaya koysam en sonda Kusursuz olacaktır.
    Tabi yine de Judith işte ne kadar kötü yazabilir ki? 
    Bir solukta okunur ve bitirilir.

    Arka Kapak
    Kuşkusuz, acıklı çocukluğunun kaosundan sıyrılıp kusursuz bir yaşam yaratmayı başaran bir genç kızın, korkunç bir suçla itham edilirken inatla masum olduğunu iddia eden genç bir adamla karşılaşmasının ve ikisini birbirine bağlayan çaresizlik, aşk ateşi ve tutkunun dramatik öyküsüdür.

    Koruyucu aileler arasında sürüklenirken kendisini evlat edinen ailenin sevgi şemsiyesi altında, yüreğinin yaraları iyileşen Julie Mathison, hayat dolu bir genç kıza dönüşmüştür. Yaşadığı küçük Teksas kasabasında öğretmenlik yapmakta; kendisine koşulsuzca verilen sevgiyi, sevgiyle geri ödemek ve hayalindeki 'kusursuz' hayata ulaşmak için elinden geleni yapmaktadır.

    Ve... Bir gün Julie'nin hayatı, karısını öldürmekle suçlanan, Oscar ödüllü yönetmen/aktör Zachary Benedict'in hayatıyla kesişir... Teksas hapishanesinden kaçan Zack, genç kızı rehin alır ve Colarado tepelerine götürür. Julie dehşet içinde, ondan kaçıp kurtulmak içinden elinden geleni yapar; ancak bu yakışıklı yabancıya umarsızca kapılmıştır ve beyninde, genç adamın masum olduğunu fısıldayan, bir türlü susturamadığı bir ses vardır.

    Yayınevi: Epsilon
    Yayın Yılı: 2005




    26 Mayıs 2013 Pazar

    Kitaptan Kuleler #3


    İnatla elimdekileri bitirmek yerine yeni kitapların büyüsüne kapılıp yenilerini alıyorum.İlk kulemden hala elimden kalanlar var ama ben hala kitap almaya devam ediyorum. :)

    1- Tesla'nın Kutusu / Samantha Hunt
    Tesla'nın hayatı Empati kitabı ile ilgimi çekmeye başlamıştı.İnternette araştırdıkça da adamın ilginç ve karışık hayatını görünce dayanamadım indirimden kaptım. 

    2- Kusursuz Tuzak / Lisa Gardner
    Ne yazara ne de kitaba dair bir yorumum yok ama abim sevmişse bende severim diyerek ondan aldım.Bakalım en kısa zamanda okurum umarım.

    3- Mahşer / Stephen King
    Bir tane bile Stephen King kitabı okumadan sırf cazibesine kapılarak Mahşer'i aldım.Üstelik baktığım yorumlardan tatmin olmadım.Yinede aldım okuyacağım inat ettim. :)

    4-  Grinin Elli Tonu | Karanlığın Elli Tonu | Özgürlüğün Elli Tonu / E.L.James
    Çok merak ediyordum sonunda kavuştum sayfa sayıları gözümü korkutmuş olsa da okumak için sabırsızlanıyorum. :)

    5- Beyoğlu Rapsodisi / Ahmet Ümit
    Ahmet Ümit dedim dedim sonunda alabildim.Yazara yapılan övgüler sayesinde ona olan beklentim o kadar çok ki umarım hayal kırıklığı yaşamam.

    6- 26. Seviye / Antony E. Zuicker
    Arkadaşımın yoğun ısrarı üzerine aldım bakalım nasıl bir dehşet beni bekliyor. :)




    16 Mayıs 2013 Perşembe

    Bir Alex Değilim | İstiklal Akarsu

    Bir Alex Değilim | İstiklal Akarsu

    Dizüstü Edebiyat serisindeki kitaplarının çizgisinde çerezlik tadında bir kitap.
    İstiklal Akarsu'nun en eğlenceli anlarına tanık oluyorsunuz.O kadar eğlenceli ve sade bir dili var ki sürüklenip gidiyor.Sıkılmak adına bir duygu yaşamadım.
    Okurken çok fazla roman okuyorum moduna giremiyorsunuz biraz anı kitabı olduğundan olsa gerek. :)
    Terapiye giriyormuşsunuz gibi düşünün.Kafanız dağılıyor,sorunları,sınavları unutuyorsunuz,sorumluluklarınızı unutuyorsunuz.Anlık olabilir ama anlıkta olsa her şeyi kenara bırakıyorsunuz.

    Arka Kapak

    Hızı hiç kesilmeden devam eden, her kitabı merakla beklenen Dizüstü Edebiyat serimizin son kitabı, Bir Alex Değilim; gülmeyi , eğlenmeyi seven okurlara yeni nesil mizahın en iyi örneklerinden birini sunuyor. 
    “1.87 boy, 50 cm en, çaprazlama 1.96. Gözlerim kahve, göbeğim bombe, baldırım flörtöz.”
    Bu kitabın kahramanı, “kolay kolay dünyaya gelmez” dediklerimizden. Deli deli güldürenlerden, yerli yersiz ağlatanlardan. Bu kitabın sayfaları boyunca hayranı olacağınız İstiklal Akarsu, Facebook’ta 3 sene boyunca yalnızca akrabalarına ve ilkokul arkadaşlarına şakalar yazdıktan sonra bir arkadaşının “oğlum Twitter’a gelsene ne işin var Facebook’ta, burası tam sana göre!” demesiyle 2009’da Twitter’a üye oldu. Burada yazdıklarıyla kısa zamanda 60.000’e yakın insana ulaşma şansını yakaladı. Akabinde bir de blog’um olsun dedi, açtığı blog’da 140 karakter sınırlaması olmaksızın yazdı da yazdı, okundu da okundu. Şimdi Bir Alex Değilim ile karşımızda. 
    Yayınevi: Okuyan Us
    Yayın Yılı: 2012
    Sayfa Sayısı: 192

    12 Mayıs 2013 Pazar

    Çekiliş Sonucu :)

    İlk çekilişime katılan herkese teşekkür ederim.Bir korku ile giriştim ama sonuç güzel oldu korkularım boşuna oldu. :) Yazıcının sorun çıkarması nedeniyle isimleri elle yazmak zorunda kaldık.Neyseki arkadaşımında yardımı ile çabucak bitti.Birden bire çıkan bir yolculuk nedeniyle video biraz aceleye geldi ama kusuruma bakmayın. :)


    Çekiliş sonucunda iki güzel kitabın gideceği isim Yar Bana Bir Eğlence oldu.
    Tebrik ederim. :)
    Hemen iletişime geçip iki gün içinde paketini yollamayı planlıyorum. :)

    25 Nisan 2013 Perşembe

    Kitap Çekilişi #1


    Ve sonunda bende ilk çekilişimi yapıyorum.Hem heyecanlıyım hem korkuyorum. :))
    İki blogumunda yaklaşık olarak 1. senelerini doldurma şerefine ilk çekilişimi başlatıyorum. 



    Çekiliş sonucunda Canan Tan'ın yeni kitabı Hasret ve Pinkfreud'un 3. kitabı Beni Hep Sev'i hediye ediyorum.
    Kitaplar haricinde paketin içinde bir ki minik eklerde olabilir :)

    Katılımları bugün başlatıyorum.
    10 Mayıs gecesi 23:59'da tüm katılımlar bitecektir.
    Çekiliş anını videoya çekmeyi düşünüyorum.

    Şartlar:
    • İki blogumunda izleyicisi olmanız.  ( okuyanentel.blogspot.com  -  tersimpictir.blogspot.com )
    • Blogunuzda yukarıdaki resimle paylaştığınız taktirde +1 hak kazanırsınız.Aynı zamanda facebook,twitter içinde her birine +1 hak kazanabilirsiniz. 
      • Paylaştığınız linkleri atacağınız yoruma ekleyin.
    • Katılmak için yazıya yorum atmanız yeterlidir.Yorum atarken mail adresinizi eklemeyi unutmayın. :)
    Son olarak çekilişi kazanacak arkadaştan bir ricam var kargom kendisine ulaştığında blogunda görsel ile birlikte paylaşmasını istiyorum. :)

    Bol şans :))

    18 Nisan 2013 Perşembe

    8 Nisan 2013 Pazartesi

    Pucca Özdilek Antalya'da



    12 Nisan saat 15:00′te Pucca, Yasemin Şefik ile Pal FM’de canlı yayında Antalya Özdilekpark’ta

    30 Mart 2013 Cumartesi

    Alaycı Kuş ( Açlık Oyunları #3 ) | Suzanne Collins



    “Serinin en iyi kitabı Ateşi Yakalamak mı demiştim?” Serinin en iyi kitabı Alaycı Kuş diyorum.
    İkinci kitap da 75. Açlık Oyunları'nı çok eğlenerek okudum.Ama bir gerçek var ki Alaycı Kuş'da oynanan büyük oyunlar sonuna kadar ayrı bir zevkliydi.
    Üçüncü kitaba geliyorsunuz ama hala yazar doruklarda yazıyor.
    Belki de hiç beklemeyeceğiniz kadar iyi yazıyor.

    Mıntıka'da geçen bölümlerle kaynaklı bir sıkılma yaşanabilir.Ama daha sonrasında nefes almayı bile unuttuğum sayfalar oldu.
    Alaycı Kuş'un sonunda sahnede olması ile olayların akışı daha da hızlanıyor.Peeta'nın karışık durumu,Gale ve garip hareketleri,Finnick ve Annie,Haytmic,Coin,Prim..
    Karakterler hakkında bilgi akışının hiç durmaması güzeldi.Kimse unutulmadı.

    Sonlarına yaklaştıkça Peeta'nın durumu daha da karmaşıklaştı.Bunun peşinden Gale biraz sönük gibiydi.Fazla sevimsiz geldi.
    Katniss'in sonu daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum.
    Bir iki nokta haricinde yine kitabın güzelliğine geliyorum ki son kitabı da okuduğunuzda iyi ki başlamışım diyeceksiniz.

    Seriye komple baktığımızda da benim gözüme en çok kapaklar çarptı.Kitabın kapakları çok özensiz ve ilgi çekiciliğin dışındalardı.Yani acaba bu kadar dillerde olmasa dikkat çekebilir miydi diye düşünüyorum.Bu kadar iyi bir seriye böyle özensizlik olmamış.

    Arka Kapak 
    Bütün engellere rağmen, Katniss Everdeen Açlık Oyunlarından iki kez sağ çıkmıştır. Ama şimdi kanlı arenadan sağ çıkmayı başardığı halde hâlâ güvende değildir. Capitol kızgındır. Capitol rövanş istemektedir. Uğradıkları bozgunun bedelini ödetmek istedikleri kişi kimdir? Katniss. Daha da beteri, Başkan Snow başka hiç kimsenin de güvende olmadığını açıkça belirtmiştir. Ne Katnissin ailesi, ne arkadaşları, ne de 12. Mıntıka halkı. Suzanne Collinsin gerilim romanı Açlık Oyunları üçlemesinin bu güçlü ve heyecan verici finali yılın en çok sözü edilen kitabı olmayı vaat ediyor.

    "En heyecanlı yerinde kesilen mükemmel kitap okurları üçüncü cilt için feryat ederken bırakacak." 
    - Kirkus reviews

    "Edwardı ya da Jacobu unutun... okurlar taraf tutacak: Peeta mı, yoksa Gale mi?" 
    - Publishers Weekly

    "Katniss ustalıkla öldürürken, Collins vurucu yeteneğiyle yazıyor." 
    - Time dergisi


    "Kusursuz ilerleme hızı ve heyecan verici bir dünyanın inşa edilmesi." 
    - Booklist


    "Ardında yeterince yanıtlanmamış soru bırakarak okurları kıvrandırıp ümitsizce bir sonraki bölümü beklemelerini sağlıyor." 
    - School Library Journal


    Sayfa Sayısı: 416
    Baskı Yılı: 2012
    Yayınevi: Pegasus

    Rita Hunter Dönüş İçin Hazırlanıyor


    Rita Hunter Aşkın Ateşi ile başladığı seriye Ruhun Ateşi ile devam ediyor.
    Henüz yazım aşamasında olan kitabından kendi sayfasında ara ara alıntılar paylaşmaya başladı.Sayfasını takip ederseniz daha fazla alıntıyla karşılaşmanız mümkün. :)

    "Brendan çelik iradesine minnettardı. Aksi halde kızın kendini yatay vaziyette masanın üzerinde bulması işten bile değildi. Basit bir kimya meselesi, hepsi bu… Erkek ve kadın yüksek ısılarda ışık saçmaya başlardı. 



    Leighton Kontu Brendan Blackmore..."


    28 Mart 2013 Perşembe

    D&R Bahar'ı Erken Getirdi


    Ateşi Yakalamak ( Açlık Oyunları #2 ) | Suzanne Collins


    İlk kitaba kıyasla daha iyi bir kurgusu vardı.Oyunlar başlayana kadar ve 75. Açlık Oyunları tamamen açıklanana kadar aslında çok sıradan devam ediyor.
    Ve oyunlar ile ilgili açıklamalardan sonra 'işte diyorsunuz serinin en iyi kitabı!'
    Sonrasındaki sayfalar hızla akıp geçiyor.Oyundaki karakterler,hazırlıkların daha hızlı sürmesi okurken daha da kapılmanızı sağlıyor.

    Seriye yeni katılan karakterler özellikle Galipler hiç olmadıkları kadar ilgi çekiciler.Birbirinden farklı,değişik yetenekleri olan ve hayatta kalabilecek kadar zeki insanların bir arada olduğu oyun ilk oyunla kıyaslanmayacak kadar güzeldi.Tuzakları,gizli planları ve gizli anlaşmaları ile daha da eğlenceli bir hal alıyor.
    75. Açlık Oyunları Finnick,Johanna,Beete ile daha da şenlenecek.
    Beklenmedik ölümler ve Katniss üzerinde piskolojik oyunlar da bir o kadar etkileyici oluyor.Özellikle Cinna ve hazin sonu.

    Sonlarına yaklaştığınızda bir anda herşey tepetaklak oluyor bu da hızlı bir şekilde üçüncü kitaba geçiş demek oluyor. :)
    75. Açlık Oyunları için bile bu seriye başlanır.
    Yazar kaleminden bir şey kaybetmiyor.Oldukça sürükleyici bir kitaba hazırlanın. :)
    Arka Kapak 
    Capıtol mutsuz, huzursuzluk artıyor, ateşle dans eden kız bir kıvılcım yaktı,yerin altından yükselen isyan şimdi patlama noktasında!
    Kıvılcımlar parlıyor, alevler yayılıyor ve capıtol intikam istiyor. 
    "Açlık Oyunları Serisi, insanı meraktan çatlatan, gerilim dolu, müthiş akıcı ve inanılmaz sarsıcı… Elimden bir türlü bırakamadım. Bağımlısı oldum!" Stephen King
    Sabırsızlıkla çıkmasını beklediğim fenomen kitap Açlık Oyunlarının devamı olan Ateşi Yakalamak kitabını erkenden okuma fırsatı buldum.. Benim yüksek beklentilerimi haklı çıkartmakla kalmamakla birlikte bunun çok üstüne çıktı. Bu kitap Açlık Oyunları kadar heyecanlı fakat daha bir yürek burkucu çünkü zaten karakterleri tanıyorsunuz, zaten onlarla birlikte zorluklara göğüs germiştiniz. Suzanne hikayenin gerçekleştiği yerleri ummadığım yerlere taşımış ve o bu çok zor yerleri seçmekten hiç çekinmemiş. Olağanüstü. Bu kitabı okurken uykunuzu erteleyeceksiniz. Çıktığı andan itibaren listeleri altüst edecek. Tavsiyem o sabah için hazırlanın ve takviminizi ona göre ayarlayın.Stephenie Meyer
    "Zekice kurgulanmış ve çok akıcı bir kitap… Büyüleyici."John Green
    "Bilimkurgu, heyecan, gerilim ve aşkın muhteşem bir karışımı."USA Today
    "Nefes Kesiyor"Publisher Weekly
    "Aksiyon, Entrika, Aşk. Kesinlikle mükemmel."Kirkus Reviews
    Sayfa Sayısı: 400
    Baskı Yılı: 2013
    Yayınevi: Pegasus